Ey her candaki gizli hazinem, her harap gönüldeki inci tanem, her kanatsız
kuştaki gizli kanadım,
Ey gönüllerdeki zâhirim, suretlerdeki mânâm,
Ey sevgilim,
ey sultanım,
Aşk aşk derim, erimek isterim. İki değil, bir olmaktır derdim.
Harap olmuş yüreğim, kırılmış kanatlarım, uçarım enginlere.
Gözlerim âma,
kulaklarım sağır, yolum sadece aşkadır.
Aşk değil midir yağmuru yağdıran, suyu
buluta, bulutu suya dönüştüren, aşkla toprağı kavuşturan, tüm tohumların içine
zerk olan, kendini açığa vuran?
Toprağın deli gibi kaynaşması değil midir
kavuşması aşıkların?
Ey sevgilim, ey sultanım,
Nasıl ki ben size sevdalıysam,
su da toprağa sevdalıdır.
Güneşin yakıcılığına aldırmaz, aşkla dönüşüne
aldırmaz.
Buharlaşıp gökyüzüne çıksa da tekrar bilir döneceği vakti.
Sabırla
bekler. Eser rüzgâr, çakar şimşek, ağlar bulut, su kavuşur yine aşkına.
Aşıkların kavuşmasına eşlik eder tüm kâinat.
Ey her candaki gizli hazinem, her
harap gönüldeki inci tanem, her kanatsız kuştaki gizli kanadım,
Ey gönüllerdeki
zâhirim, suretlerdeki manam,
Ey sevgilim, ey sultanım,
Aşk aşk derim, erimek
isterim. İki değil, bir olmaktır derdim.
Pargalı İbrahim'in Hatice Sultan'a mektubu