Esinti Penceresi
Pazar, Ocak 15, 2023
Pazar, Haziran 26, 2016
“Aton, Ey sen tek tanrı, senin dışında başka tanrı yok.” ve Günah Sevap Terazisi - Alper Çadıroğlu
Canım arkadaşım Sema' m bu gece öyle güzel bir yazı paylaşmış ki , ben de buraya eklemek istedim. Böyle güzel bir site ve araştırmacıyı tanımaktan memnun oldum.
Mısır Mitolojisi; “Aton, Ey sen tek tanrı, senin dışında başka tanrı yok.” ve Günah Sevap Terazisi
Mısır küçük bir alandan MÖ 1400’lerde büyük bir alana yayıldı ve imparatorluk oldu. Sınırlar Anadolu’ya kadar ulaştı. Bu sıralarda Amon-Ra en büyük tanrı idi. Amon rahipleri neredeyse ülkeyi firavundan çok yönetiyorlardı. MÖ 1370’lerde firavun 4. Amenhotep tahta çıktı. Rahipler sınıfından kurtulmak istiyordu. Böylelikle; Amenhotep (Amon memnundur) olan ismini Akhenaton (Aton’a hizmet eden) olarak değiştirdi. Tel el-Amarna’da yeni bir başkent kurdu. Aton tanrısı için tapınaklar yaptırdı. Akhenaton aslında bir devrim yapmıştı. Baskıcı rejimden halkın özgürlüğe kavuşmasını sağladı. Kendisi çelimsiz ve eciş bücüş birisiydi.
Akhenaton, Aton tanrısını “Tek Tanrı” olarak gördü yani çok tanrılılıktan tek tanrılılığa geçti. O, Dünya’ya ilk kez tek tanrılılığı getiren “Yönetici” kişidir. Orijinal Mısır metinlerinde şunlar yazmaktadır; “Aton, Ey sen tek tanrı, senin dışında başka tanrı yok.” Bu metin o dönemlerde ilahi olarak da okunmaktaydı. (Bu metin; İslam’daki “La ilahe İllallah=Allah’tan başka tanrı yok“ metnine birebir benzer!) “Oğlun Akhenaton dışında kimse seni tanımıyor” metni de mevcuttur.
Yanı sıra Aton tanrısı, Akhenaton’dan önce bilinmekteydi. Ra’nın bir diğer adı Aton’du. Fakat Akhenaton, Aton’u alıp tek tanrı yapmaya çalıştı. Akhenaton genç yaşta öldükten yaklaşık 10 sene sonra Ai ve Tuthmosis firavunları eşliğinde tekrar çok tanrılı yaşama geri dönüldü.
Antik Mısır’da MÖ 1500’lerde Osiris tanrısı, ölüleri “Yargılar” ve “Kalp Tartma” işlemini uygular. Ölüler Kitabında bunlar açıkça anlatılır. Osiris yeraltının yani Ölüler Diyarı’nın hâkimidir. Kişi öldükten sonra ruhu büyük bir salonda yargılanır. Bu yargılama ile kişinin “Günah ve Sevapları” bir terazide tartılır. Yatık biçimde duran ölünün kalbi terazinin bir kefesine konur, diğer kefeye de ya kuş tüyü ya da bir göz konur. Burada kalp, ruh anlamına gelir. Eğer günahları ağır basarsa ölüler diyarına (yeraltına yani cehenneme) gönderilir, sevapları ağır basarsa gökyüzüne (cennete) yollanır. Başka bir deyişle ölünün ruhu ikinci hayatında ya yalan/düzensizliğe dönüşür ya da gerçek/düzenliliğe dönüşür. Ölü kişi bu mahkeme salonunda 42 tanrıya yakarır, ardından en büyük tanrı Osiris’e yakarır ve şöyle der; “Günah işlemedim. Ben temizim!” der. (Kuran’da da “Terazi” anlatımı mevcuttur; “Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.”-21:47)
Kaynak: Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi – Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına, Cilt 1, Bölüm 4; Eski Mısır’da Dinsel Düşünceler ve Siyasi Krizler, Sayfa; 112-146.
Hazırlayan ve Derleyen: Alper Çadıroğlu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
"Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım.. onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil.. ey yay kaşlı, okun ne zaman göğsümden...
-
Her gece sen girersin rüyalarıma. Her gece sen... Paramparça olur uykularım. Karanlığın en koyulaştığı yerde kapının çalındığını duya...
-
Ey her candaki gizli hazinem, her harap gönüldeki inci tanem, her kanatsız kuştaki gizli kanadım, Ey gönüllerdeki zâhirim, sure...