"Altıncı gün dolmak üzereydi ve Tanrı hala
kadını yaratıyordu.
Bir melek çıkageldi.
Tanrı’ya;
- Ötekini, erkeği çok daha çabuk yaratmıştın, buna
niye bunca zaman ayırıyorsun?
diye sordu.
Tanrı yanıt verdi:
- Çünkü buna çok değerli, çok farklı özellikler
katıyorum.
dedi.
- Örneğin yüzlerce parçadan oluşturuyorum ama yine
bir bütün olmasını sağlıyorum.
bu yarattığım bir çok çocuğa aynı anda
sarılabilmeli, dünyanın her yerindeki çocukları kucaklayabilmeli. Düşen bir
çocuğun kanayan dizini de, yaralı bir yüreği de iyileştirebilmeli...
Melek sordu:
- Kaç eli, kaç kolu olacak?
- Sadece iki.
- İki el, iki kolla mı yapacak bu dediklerini...
- Hepsi bu değil... Kendi yaralarını da kendi
sarabilecek. Ayrıca günde 18 saat çalışabilir durumda olacak...
Melek yaklaşıp kadına dokundu...
- Onu çok yumuşak yapmışsın.
- Yumuşak ama aynı zamanda çok güçlü. Gücünü ve
kaldırabileceklerini hayal bile edemezsin...
- Düşünmeyi de bilecek mi?
- Yalnızca düşünmeyi değil, hem sağduyusunu
kullanmayı, aklıyla ve yüreğiyle muhakeme etmeyi, hem de mücadele etmeyi,
düşüncelerini savunmayı, sorun çözmeyi de biliyor... Bunların yanı sıra,
uzlaşmayı da biliyor...
Melek, kadının yanağına dokundu. eli ıslanınca bu
nedir diye sordu. Tanrı yanıtladı:
- Buna gözyaşı denir.
- Neye yarar?
- Kendini ifade etmeye yarar. Acıyı, kuşkuyu, aşkı,
yalnızlığı, onuru, ama aynı zamanda sevinci ifade etmesine yarar...
-Kadının kendini ifade biçimleri sonsuzdur: o, sevinci,
mutluluğu ve aşkı yakalayıp sımsıkı sarılmayı bilir... Haykırmak istediği vakit
susabilir; sustuğunda çığlığını duyurabilir; öfkelendiği vakit gülümseyebilir,
ağlamak isteyince şarkı söyleyebilir, mutlu olunca ağlayabilir, korktuğu vakit
gülebilir... O inandığı doğrular için sonuna dek mücadele eder; haksızlığa
karşı savaşır, çözüm yolunu biliyorsa, ‘hayır’ yanıtını asla kabullenmez.
- Amma çok marifeti varmış!
- Arkadaşı doktora yalnız gitmesin diye ona refakat
edendir. Korkan birini gördüğünde, ‘tut elimi korkma’ deyip, elini uzatandır...
Her düğün her doğum haberine mutlu olandır. Tanıdığı ya da tanımadığı amma
kendine yakın bildiği her ölüm haberine kalbi kırılandır. Ama yine de yaşamı
sürdürme gücünü kendinde bulandır... Çocukları daha çok yesin diye 'ben zaten
toktum' diyendir...
-Bir öpüş, bir sarılış, bir kucak açışla kırık ya da
yaralı bir yüreğin onarılacağını bilendir...
- Peki, bunun hiç mi eksiği ya da yanlışı yok?
- Hiç olmaz olur mu? Var bir hatası: Ne kadar
değerli olduğunu unutur!"
- alıntı -
resim:Pino Daeni
Merhabalar,
YanıtlaSilİlginç bir mitolojik hikaye. Kadını anlatabilmek için seçilmiş güzel bir yöntem.
Bu güzel anlatımlı paylaşımınız için teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
İyiki yaratılmış kadınlar :)
YanıtlaSilÖzelliklede benimki.. :)
Her gün Allah'ıma şükrediyorum iyiki o var diye :)
Ne güzel bir yorum :)
YanıtlaSilRica ederim Recep Altun.
YanıtlaSilÇok güzel anlatılmış paylaşım için teşekkürler..
YanıtlaSilBence de güzel, rastladım bir yerde ama kaynağını bulamadım..Rica ederim Stark :)
YanıtlaSilAllah özenmiş bezenmiş yaratmış :) işte bu demek oluyor :) teşekkürler değerli hocam çok hoş bir yazı :)
YanıtlaSilBen de çok beğendim kıymetli Esinti :)
YanıtlaSilÇok beğendim ben de... Kadın ancak bu kadar güzel anlatılırdı. Müzikler de çok yakışmış. Emeğine sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Sayın aysema..:)
YanıtlaSilBu güzel yazı için teşekkürler Dae Laurelin. Hayatın koşturmacası içinde sadece değerimizi değil kendimizi bile unuttuğumuzu hatırlatacak güzel bir paylaşım...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Artemis...
YanıtlaSilHayat içre kendimizi unutmamak lazım gerçekten..